Sayıları 380,000 civarı Filipinli denizcilerden binlercesi her gün Manila’daki “gemiadamı pazarında” toplanıp yabacı gemiler için şanslarını beklerler. Filipinli denizciler dünya deniz ticaretinde istihdam edilen gemiadamlarının yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadırlar.
Bu “neşeli, becerikli ve çalışkan” olarak tanımlanan gemiadamlarının Filipin ekonomisine yaptıkları katkı dikkat çekicidir. Mali kaynaklar gemiadamlarının net ücretleri, şahsi para transferleri, hanehalkları arasında yapılan para transferlerinden oluşmaktadır.
Geçen yıl ülkelerine gönderdikleri kaynağın 6 Milyar $’ın üzerinde olduğu belirtiliyor (Bu da yurtdışında çalışan Filipinlilerden gelen kaynakların % 20’sini oluşturuyor).(Hellenic Shipping News 10/06/2019)
Başka bir kaynağa göre ise Ocak – Nisan 2019 kapsayan dört aylık dönemde yurtdışında çalışan Filipinlilerin ülkelerine gönderdikleri 10,811 Milyar $’ın 0,6 Milyar $’ı yurtdışında denizde çalışanlardan gelmiştir. (Geçen yılın aynı dönemine göre karaçalışanlarından gelen ödemeler %2,2 artarken denizçalışanlarından gelen ödemeler % 10,6 artmıştı.)
Filipinli denizcilerin böyle bir küresel istihdama ulaşmaları Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkelerdeki gemiadamı potansiyelinin karada çalışma şartlarının daha elverişli olması dolayısıyla denizde çalışmaktan kaçınmalarıydı. Dünya Denizcilik Örgütünden (IMO) gelen teklife Filipin devletinin istekli bakması sonucunda gerekli düzenlemeler yapılmış ve piyasa oluşturulmuştu.
Bu noktada önemli bir husus da Filipin devletinin vatandaş olsun olmasın yerli ve yabancı bayrakta çalışan ve ülkede ikamet eden tüm gemiadamlarını sosyal güvenlik şemsiyesi altına almış olmasıdır. Bu güvence asgari gerekleri sağlayan standart bir hizmet sözleşmesiyle sağlanmaktadır ve her gemiadamı için yasal bir zorunluluktur. Söz konusu uygulama Filipinlerin ILO 2006 Denizcilik Çalışma Sözlenmesine göre işgücü sağlayan ülkelerin sosyal güvence sorumluluklarını daha önceden yerine getirmiş olduğu anlamına gelir.
Her ne kadar diğer “denizci” ülkelerin girdikleri rekabet sonucunda istihdamda kayda değer düşüşler gözlense de (Alınan iş sayısı 2016’da 440,000 iken 2018’de 340,000 olmuştur.) Filipinli denizciler hala bayrağı ellerinde tutmaktadırlar.
Bir yandan rekabet sürerken diğer yandan da gelişen teknoloji sonucunda gemilerdeki istihdam en azından %40 azalmıştır. (2020 yılı için insansız kargo gemilerinin sunumu yapılacağı söyleniyor)
Son yıllarda Avrupa Komisyonunun Filipinli gemiadamlarının denizcilik eğitimi ve belgelendirilmelerine yönelik aldığı önlemler dikkat çekmektedir. Avrupa Birliğinin iç mevzuatı uyarınca Avrupa Komisyonu ülkede bulunan birçok öğretim ve eğitim kurumunun IMO’nun şartlarına uygunluk açısından yetkili uzmanlarca denetimini zorunlu kılmıştır.
Filipinli gemiadamlarının ücret ve çalışma şartları açısından daha yüksek beklentiler içine girmeye başlamaları işletmecilerin gözlerini Çin, Vietnam, Endonezya, Rusya, Ukrayna ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi ucuz gemiadamı sağlayan diğer ülkelere çevirmelerine yol açıyor.
Bu noktada Türkiye’deki duruma bakacak olursak ülkemiz yaklaşık 180.000 bin gemiadamıyla Çin’den sonra 2. en fazla gemiadamına sahip ülkedir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2018 verilerine göre zabitan sınıfı 29.345, tayfa sınıfı 64.165, yat-balıkçı-elektrik sınıfı 16.341 olmak üzere toplam 109.851 aktif çalışan gemiadamımız var. Yaklaşık 70.000 gemiadamımız atıl durumda olduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen denizcilik eğitimi veren okulların sayısı giderek artmaktadır.
Yine 2018 yılında Piri Reis Üniversitesinde yapılan bir çalıştayda Uluslararası Deniz Ticaret Odası ve AB Denizcilik Emniyet Kurulu acentesinin yapmış olduğu çalışmaya göre 2025 yılında dünyada 147 bin zabit açığı öngörüldüğü belirtilmiştir. Her ne kadar otomasyon ve dijitalleşme gemilerde çalışan sayısında azalma getirse de dünya ticaretinin en az %80’i deniz yoluyla yapılmaktadır. Diğer tarafta aynı çalıştayda ehliyetleri AB tarafından onaylanmış, yeterlilik belgesine sahip Türk zabit sayısının 6.377 olduğu da ifade edilmiştir.
Çalıştayda gemiadamı işgücü piyasasında işsizlik ve istihdam açığının bir arada bulunduğu belirtilmiştir.
Türkiye’nin mevcut işsizlik düzeyi de göz önüne alındığında Çin, Filipinler, Ukrayna gibi ülkelerle birlikte dünyadaki gemiadamı istihdamına bir an önce talip olması kaçınılmazdır. Türkiye’den daha az gelişmiş ülkeler gemiadamı istihdamında Türkiye’nin çok önünde yer almaktadırlar.
Söz konusu koşullarda dünya gemiadamı istihdamından daha fazla pay alabilmemiz İngilizce dil bilgisi başta olmak üzere daha kaliteli eğitim sağlamamıza bağlıdır. Denizcilik mesleği işin niteliği itibariyle gerek teorik ve deneysel olarak gerekse daha uygun staj olanakları olarak yüksek kaliteli bir eğitimi gerektirir.
Oysa mevcut durumda sayıları artmakta olan yüksekokul, meslek lisesi, kurs gibi eğitim kurumlarının yetişen gemiadamlarının büyük bir bölümünün asgari nitelikleri dahi sağlamadıkları gözlenmektedir. Her şeyden önce bu eğitim kurumlarının maliyeti yüksek olan altyapı ve donanıma sahip olmaları gerekmektedir (örneğin, uygun simülatör temelli eğitim). Öğrencilerin gemi stajları da ciddi bir sorundur, gemi işletmecileri bu konuda oldukça isteksizdirler. Uygun çalışma koşullarında, verimli ve etkin çalışma yapılabilmesi İdarenin bazı önemler alarak gemi stajını teşvik etmesiyle de sağlanabilir.
Rekabetin ön şartı kaliteli eğitim görünmekle beraber ülkenin işgücü sunma ve pazarlama mekanizmalarını da geliştirmesi gerekmektedir.
Heryere denizcilik lisesi,denizcilik myo ,denizcilik fakültesi açtınız zabitler iş bulamıyor artık. Türkiyede gemi adamı açığı yok, gemi adamı enflasyonu var. Ülkenin içine sıçtınız.